8 Aralık 2009

geç kalmayın, zaman akıyor...






geç kalmadan...
sevmeli...
sevginin ve sevdiğinin değerini bilmeli insan...

söyledikçe anlamını ve değerini yitireceğinden korkmayıp,
daha çok seni seviyorum demeli...

elinde fırsat varken, sanki bu onu son kez görüşünmüş gibi,
kocaman ve sıcacık sarılmalı...

kıskanmalı ama,
sınırı aşmadan tadında bırakmalı...

her seferinde hayata dair felsefik laflar olmasa da, konuşmalı insan...
dinlemeli, anlamaya çalışmalı...

her daim geçmişteki hatalardan bahsetmek yerine,
ertelemeden bir şeyleri sonraki zamana,
geleceğe umutla bakarak, anı yaşamalı...

ayrıntılarda boğulup birbirini yormak ve üzmek yerine,
güzellikleri ortaya çıkarmalı insan...

dün izlediğim bir oyundan söz ettim size...
adı geç kalanlar...

gülme krizine girdiğim zamanlar da oldu...
ağladığım zamanlar da...
her ne kadar tanıdık bir hikayesi olsa da,
bunun önemini yeniden hatırlamak için izlenmeli...

Hiç yorum yok: