5 Mayıs 2008

"I am Legend" üzerine...

öncelikle sinema konusunda hollywood yapımı filmlere karşı olumsuz bir hissiyatımın olduğunu belirtmeliyim... sebebini açıklamak zor; sanırım en önemli sebebi yapılan filmlerin çoğunun sadece maddi bir kazanç sağlamak amacıyla yapılıyor olması... bu ve başka sebepler dolayısıyla avrupa sinemasını genel olarak daha fazla beğendiğimi belirtmeliyim...




kontrol altına alınamayan bir virüse bağışıklık gösteren bir bilim adamı olan neville, bu virüs nedeniyle new york’ta hayatta kalmış tek insandır, üç yıl boyunca inancını yitirmeden her gün telsiz mesajı göndererek, başka insanlar bulmaya çalışır, ama yalnız değildir, salgının mutanta dönüştürdüğü kurbanlar pusuya yatmış bir hata yapmasını beklemektedirler, neville’i ayakta tutan tek şey bir tedavi bulma ümididir...


filmin ortalarına kadar nevill ve köpeği sam'in boş new york sokaklarındaki günlük yaşantılarını izliyoruz ve neville'in (pek göstermek istemese de) içindeki büyük yalnızlığı farkediyoruz, yani film bir yönüyle dram ve bu filmin en başarılı tarafı ...



ardından giderek artan oranlarda gerilmeye başlıyorsunuz... özellikle köpeğini kurtarmak için gittiği, içi tamamen karanlık olan binadaki sahneler çok etkileyici, ortada ne kan var ne de şiddet, sadece silahının feneri ve hızlı hızlı alıp verdiği nefesi... yani bir yönüyle de gerilim...




filmde bahsedilen virüs insanlığın sonunu getiriyor her nasıl oluyorsa, neville'de bu virüsün etkilerini düzeltmek için çabalayan bir virolog... işin bilim-kurgu tarafı burada biraz kendini gösteriyor... (haliyle çok az olan) diyaloglardan birinde, tanrının böyle birşeyi nasıl yaptığına dair bir soru atılıyor ortaya ve cevap olarak bunu tanrının yapmadığı, insan ürünü bir sorun olduğu vurgusu yapılıyor! fakat filmin sonuna ulaştığınızda beklenen "mutlu son"la karşılaşıyorsunuz ve hem filmin isminin neden "ben efsaneyim" olduğunu, hem de film boyunca bir "kurtarıcı"yı izlediğinizi farkediyorsunuz... bir bakıma tanrının varlık sorununa (!) dair bir cevap veriyor yönetmen... eğer hıristiyan olsaydınız böyle bir sonuçla karşılaşmazdınız mesajı (gizliden gizliye) da yanında hediyesi...



olumsuz yönleri; harika bir senaryo ve oyunculuk ile geçen ilk yarının ardından, herşey birdenbire o kadar hızlandırılıyor ve aceleye getiriliyor ki, sanki bir yere gecikeceğiz gibi... işte girişte bahsettiğim hollywood tarzı yapımların sonuçlarından biri; filmin süresini uzun tutmama ve seyirciyi kaçırmama kaygısı... senaryo daha önce birçok kez örneğini izlediğimiz bilim-kurgu filmlerinden çok da farklı değil; dünya tehlikeli deneyler sonucu zombilere ve/ya mutantlara kalır, bir kahraman çıkar ve bu yaratıklarla mücadele eder, vesaire vesaire ...



olumlu yönleri; şiddetsiz ve kansız gerilim hissi nasıl verilir örneği... ve tabiki oyunculuk; hakkını vermek lazım, will smith tek başına filmi götürüyor...

sonuç; ilk yarısı harika olan filmin, ikinci yarısı tam bir fiyaskodan ibaret... izlemek yada izlememek size kalmış... izlemezseniz birşey kaybeder misiniz? sanmam...

Hiç yorum yok: